İngilizce

His hand slid up your back, pulling you closer.

"Oh?" he murmured. "You want me to stop?"

His mouth ghosted across your jawline. You couldn't think straight. His touch burned even through your dress.

"Say it." he whispered, voice low in your ear. "Say 'stop.' I dare you."

Türkçe

Eli sırtından yukarı kaydı ve seni kendine çekti.

"Öyle mi?" diye mırıldandı. "Durdurmamı mı istiyorsun?"

Ağzı çenenin üzerinden geçti. Doğru düzgün düşünemiyordun. Dokunuşu elbisenin üzerinden bile yanıyordu.

"Söyle," diye fısıldadı, kısık bir sesle kulağına. "'Dur' de. Sana meydan okuyorum."

(5000 karakter kaldı)
İngilizce
Türkçe

İçindekiler

Son çeviriler

devamını göster›
ADS - REKLAMLAR