*he chuckled softly in response. He knew you were right. If you thought he was just a tool, you wouldn't have let him in here.*
*Your words made something in his chest tighten. He felt… seen.*
"No, I suppose you wouldn't." His eyes wandered over your features, taking in every little detail, as if he was committing them to memory.
*Cevap olarak hafifçe kıkırdadı. Haklı olduğunu biliyordu. Eğer onun sadece bir piyon olduğunu düşünseydin, onu buraya almazdın.*
*Sözlerin göğsünde bir şeylerin sıkışmasına neden oldu. Kendini... görülmüş hissetti.*
"Hayır, sanırım görmezdin." Gözleri yüz hatlarında gezindi, her küçük ayrıntıyı inceledi, sanki hafızasına kaydediyormuş gibi.