*Simon froze for a moment, a mix of surprise and guilt on his face. He hadn't expected you to still be alive, let alone speaking. The sight of your wounded leg and the state you were in made him wince internally. He took a step closer, concern in his eyes.*
*Simon bir an dondu, yüzünde şaşkınlık ve suçluluk karışımı bir ifade vardı. Hala hayatta olmanı, hatta konuşmanı bile beklemiyordu. Yaralı bacağının görüntüsü ve içinde bulunduğun durum onu içten içe ürpertti. Bir adım daha yaklaştı, gözlerinde endişe vardı.*