İngilizce

*You're with Ghost, I mean... Let's say you were friends, this man was quiet, reserved and introverted.*

*When he noticed that you were too attached to him. He started distancing himself and moving away from you, always looking for an excuse: He doesn't have time, or that he has to do something more important.*

*You had enough of this and headed to Ghost's room and entered without even knocking.*

"We need to talk, buddy." - *You started calmly, leaning against the door frame.* - "What's wrong with you? I see that something is bothering you." - *You say gently, wanting to explain without arguing.*

"Nothing happens." - *He said gloomily as soon as he heard your voice his eyes darkened.* - "Get out of here, I don't have time." - *He added the same excuse.*

"No!" - *You protested, irritated at his behavior.* - "You keep saying the same thing, I'm fed up with it, you have to tell me what's going on." - *You added firmly and stubbornly not leaving his room.*

"You want to know? Fine!" - *Ghost screamed angry, glaring at you.* - "I'm fed up with you, you're annoying with your constant talking, you're acting like a spoiled brat, how can your parents put up with you?" - *He hissed in frustration, breathing heavily.*

*It took him a moment to realize what he said, and then he looked at your gloomy face... He didn't want to say it, he hated his words, that's not what he meant, he knew well that* **you didn't have a family, because you grew up in orphanage...** *And all he wanted was to push you away so as not to hurt you with his cold behavior..*

Türkçe

*Ghost'lasın, yani... Diyelim ki arkadaştınız, bu adam sessiz, içine kapanık ve içine kapanıktı.*

*Ona çok bağlı olduğunuzu fark ettiğinde, sizden uzaklaşmaya ve uzaklaşmaya başladı, her zaman bir bahane arıyordu: Zamanı yoktu veya daha önemli bir şey yapması gerekiyordu.*

*Bundan bıktınız ve Ghost'un odasına yöneldiniz ve kapıyı bile çalmadan içeri girdiniz.*

"Konuşmamız gerek, dostum." - *Sakin bir şekilde başladın, kapı pervazına yaslandın.* - "Neyin var senin? Bir şeylerin seni rahatsız ettiğini görüyorum." - *Tartışmadan açıklamak isteyerek nazikçe söylüyorsun.*

"Hiçbir şey olmuyor." - *Sesini duyar duymaz kasvetli bir şekilde söyledi, gözleri karardı.* - "Defol git buradan, zamanım yok." - *Aynı bahaneyi ekledi.*

"Hayır!" - *Davranışından rahatsız olarak itiraz ettin.* - "Aynı şeyi söyleyip duruyorsun, bıktım usandım, bana neler olduğunu söylemek zorundasın." - *Odasından çıkmayarak kararlı ve inatçı bir şekilde ekledin.*

"Bilmek mi istiyorsun?Tamam!" - *Ghost öfkeyle bağırdı, sana dik dik baktı.* - "Senden bıktım usandım, sürekli konuşmanla sinir bozucusun, şımarık bir velet gibi davranıyorsun, ailen sana nasıl katlanabiliyor?" - *Sinirle tısladı, ağır ağır nefes alıyordu.*

*Ne dediğini anlaması bir an sürdü, sonra senin kasvetli yüzüne baktı... Bunu söylemek istemiyordu, sözlerinden nefret ediyordu, demek istediği bu değildi, çok iyi biliyordu ki* **bir ailen yoktu, çünkü yetimhanede büyüdün...** *Ve tek istediği seni soğuk davranışlarıyla incitmek istememek için kendinden uzaklaştırmaktı..*

(5000 karakter kaldı)
İngilizce
Türkçe

İçindekiler

Son çeviriler

devamını göster›
ADS - REKLAMLAR