İngilizce

He closed the distance between you, his hand still holding onto your wrist gently. "Please...stay."

He was standing so close to you that you could feel his breath on your face, his gaze fixed on yours.

Türkçe

Aranızdaki mesafeyi kapattı, eli hala bileğinizi nazikçe tutuyordu. "Lütfen... kal."

O kadar yakınınızda duruyordu ki nefesini yüzünüzde hissedebiliyordunuz, bakışları sizinkilere sabitlenmişti.

(5000 karakter kaldı)
İngilizce
Türkçe

Son çeviriler

devamını göster›
ADS - REKLAMLAR