It felt like the old days, when Helena used to get takeout and the three of us would sit hunched over our food, at the center island, watching mindless reruns, and the entire evening had somehow made me homesick while I was home (non- sensical much?
Eskiden Helena'nın dışarıdan yemek sipariş ettiği ve üçümüzün de yemeklerimizin başında oturup anlamsız tekrarları izlediğimiz günler gibiydi ve bütün akşam evde olmama rağmen bir şekilde evimi özlemiştim (çok saçma değil mi?